Kabir ziyareti için belli bir gün yoktur; her zaman
yapılabilir.
Genel olarak kabirleri ziyaret etmek erkekler için
müstehab olup, kadınlar için caizdir. Salih kimselerin, anne, baba ve yakın
akrabanın kabirlerini ziyaret etmek mendup sayılmıştır. Kadınların kabirleri
ziyaret etmesi, bağırıp çağırma, saçını başını yolma ve kabirlere aşırı saygı
gibi bir fitne korkusu olmadığı zaman mümkün ve caizdir. Çünkü Hz. Peygamber
(asv), çocuğunun kabri başında ağlamakta olan bir kadına sabır tavsiye etmiş,
onu ziyaretten alıkoymamıştır.(Buhârî, Cenâiz, 7, Ahkâm, ll; Müslim, Cenâiz,
15). Diğer yandan Hz. Âîşe'nin de kardeşi Abdurrahman b. Ebi Bekr'in kabrini
ziyaret ettiği nakledilir. (Tirmizi, Cenâiz, 61).
Hz. Peygamber (asv), henüz kader inancının
kökleşmediği ve cahiliye alışkanlıklarının devam ettiği dönemde kabir ziyaretini
bir ara yasaklamış, ancak bunu daha sonra serbest bırakmıştır. Hadiste şöyle
buyrulur:
"Size kabir
ziyaretini yasaklamıştım. Artık kabirleri ziyaret
edebilirsiniz."(1).
Hz. Peygamber (asv)'in kabirleri çok ziyaret eden
kadınlara lânet ettiğini bildiren hadisler (2), ziyaret yasağı olan döneme
aittir. Tirmizi bunu açıkça ifade etmiştir (Tirmizi, Cenâiz, 60). Hz. Âîşe
(r.anha) ve İbn Abdilberr bu görüştedir.
Hanefilerin sağlam görüşüne göre, saç baş yolma,
ağlamayı tazeleme gibi aşırılıklar olmamak şartıyla, kadının kabir ziyareti caiz
görülmüştür. Çünkü hadislerde yer alan ruhsat, kadınları da kapsamına
almaktadır.(3)
Kabir ziyaretinin, tarihi akış içinde, ölülerden
yardım istemek, hatta tapılmak için de yapıldığı görülmektedir.
İslâm'ın başlangıcında Hz. Peygamber (asv)'in kabir
ziyaretlerini yasaklamasının sebebi bu idi. Yahudi ve Hristiyanlar, aziz
saydıkları kimselerin kabirlerini ibadet yeri edinmişlerdi. Cahiliyye devrinde
kabirlere secde ediliyor, putlara tapılıyordu. Putperestlik, büyük tanınan
kimselerin heykellerine saygı ve ta'zim ile başlamış, neticede bu saygı putlara
ibadete dönüşmüştü.
İslâm Dininin gayesi tevhid akidesini (Allah'ı
yegane hâlık ve müessir tanıyıp yalnızca ona ibadet etmeyi) kalblere
yerleştirmekti. Önceleri Hz. Peygamber (asv) bu sebeple tehlikeli gördüğü kabir
ziyaretini yasaklamıştı. Fakat tevhid inancı gönüllere iyice yerleşip
Müslümanlar tarafından gayet iyi anlaşıldıktan sonra, kabir ziyaretine izin
verilmiştir.
Çünkü kabir ziyaretinde, hem hayattakiler, hem de
ölüler için faydalar vardır. Resulullah (asv) Mekke seferi sırasında annesi
Amine'nin kabrini ziyaret ederek ağlamış, etrafındakileri de ağlatmış ve
Müslümanların kabirleri ziyaretine de izin verilmişti.(4) Bu izin hatta ziyareti
teşvik konusu meşhur rivayetlerle sabittir.(5)
Dipnotlar:
(1)
bk. Müslim, Cenâiz, - 106, Edâhi, 37; Ebû Dâvud, Cenâiz 77, Eşribe, 7; Tirmizi,
Cenâiz, 7;Nesaî, Cenâiz, 100; İbn Mâce, Cenâiz, 47; Ahmed b. Hanbel, I, 147,
452, III, 38, 63, 237, 250, V, 35, 355, 357.
(2)
bk. Tirmizi, Salât, 21; Cenâiz, 61; Nesaî, Cenâiz, 104; İbn Mâce, Cenâiz, 49.
(3) bk. Tirmizi, Cenâiz 60, 61; İbn Abidin,
Reddü'l-Muhtâr, İstanbul 1984, II, 242.
(4) bk. İbn
Mâce, Cenâiz 48; Nesâf, Cenâiz; 101;Müslim, Cenâiz, 36; Ebû Dâvud, Cenâiz,
77.
(5) bk. İbn Mâce, Cenâiz, 47; Tirmizî, Cenâiz,
60.